Hayvanat bahçeleri insanlar tarafından gözlenen, algılanan ve eğitimsel mesajlar içeren mekânlardır. Hayvanat bahçesi ziyaretçilerin doğal sergi alanlarında, hayvanların yaşam çevreleri hakkında bilgi edinecekleri ve hayvan davranışlarının ilginçliğini keşfedecekleri çevreler olarak tasarlanmalıdır. Modern hayvanat bahçelerinde, her hayvan türünün yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli koşulların sağlanabilmesi önemlidir. Bunun için sergilenecek hayvanların doğal habitatları incelenip, yaşam isteklerini ortaya koyacak uzman kişiler gereklidir. Sergi alanlarının doğal ortama uygun düzenlenmesi ziyaretçiye, hayvanın gerçek davranışlarını göstermesini sağlar. Böylece hayvanların esaret altında olmasının getirdiği olumsuz etkiler en aza indirilerek, kaçınılmaz olan bu durum hayvanların daha çekici olmasını sağlayacak şekle döndürülür.
Hayvanat bahçesi tasarımının ilk aşaması olan master planını hazırlayacak tasarım grubu, peyzaj mimarı, mimar, mühendisler, zoologlar ve ekoloji danışmanlarından oluşturulur. Master planı, hayvanat bahçesinin gelecekteki büyüme oranı hesaplanarak hazırlanırken içeriğinde, ekonomi ve yönetim planı olduğu gibi, daha çok fiziksel planlamayı (yapılanma, sirkülasyon, dış mekandaki sergi alanları, bitkisel doku) kapsar.
İyi bir tasarım kurgusuna sahip hayvanat bahçesinin tasarımı, işlevsel organizasyonu birbirinden farklı ancak uyum içinde olması gereken üç farklı bölümde ele alınmalıdır. Bunlar: Ziyaretçilere ayrılan alanlar, hayvanların sergilendiği alanlar ve sınır elemanlarıdır. Sergi alanları geniş, hayvan habitatına uygun objeler ve topografyadan oluşmaktadır. Sergi alanın sahip olduğu farklı açılar, arazi formunda oluşan örtmeler, mekâna derinlik duygusu ekler ve ziyaretçiye hayvan davranışlarını keşfetme olanağı sağlar. Hayvanların sergi alanlarındaki bitkiler; tekstürü, formu ile sergilenen hayvanın habitatını betimler ve süreklilik gösterir. Ayrıca mekâna derinlik etkisi katar. Hayvanat bahçelerinin kalitesini belirlemede, en önemli özellik, hayvanların doğal davranışlarını sergileyebildikleri mekânlara sahip oluşları olmalıdır. Çünkü hayvanat bahçeleri, insanların doğa ile ilişki kurduğu, hayvanlar hakkında bilgi edindiği ve onların yaşam hakkına saygıyı öğrendikleri mekânlardır. Ancak tasarımcılar, bu mekânları sadece hayvanların sergilendiği, ziyaretçilerin kolayca ulaşabildiği alanlar olarak algıladığında hayvanat bahçeleri, doğallıktan uzak, yapay çevrelere dönüşmektedir. Oysaki sergi alanları hayvanlara doğal yaşam ortamlarını sunduklarında, ziyaretçilerin deneyimini ve bu sergilerde yaşayan hayvanların yaşamını olumlu olarak etkilerler. Böylece ziyaretçiler de her bir hayvanın fiziksel özellikleri ve yaşam alanı hakkında doğru bilgiler edinerek, doğadaki gizemi keşfetme olanağı bulurlar.